Son zamanlarda çevremi pek bir gözlemler oldum. Eski gözlemlerim tamamen beden dillerine, hareketlerine ve iletişimlerine yönelikti.. Meslek hastalığı diyelim. Artık fiziklerini inceler oldum. Ben şişmanken ve sonrasında sarkık derilerimleyken, asla sahip olamayacağımı düşündüğüm fizikteki kimseyi beğenmiyorum :)))))))))
Şuan kendimi en en en en en en en en iyi buluyorum. Bu narsistliği sonuna kadar hakettiğimi düşünüyorum ama gerçekten beğenmiyorum.
Meğer hiç kimsenin fiziği kusursuz değilmiş, onların da fazlalıkları, selülitleri, çatlakları, yavaş yavaş sarkmaya doğru giden yumuşak derileri varmış meğerse.. Üstelik bu insanlar yakın zamana kadar beni eleştiriyor, bazen dalga geçiyor bazen daha da çok yiyip kilo almama neden olacak kadar eleştiriyorlardı.
Hesap döner sap döner gün gelir devran döner. Yağ oranım hepsinden düşük, hepsinden daha gergin fiziğim var, hepsinden daha zayıf ve fit duruyorum. Ama zamanında onların bana yaptığını ben onlara yapmayacağım! Çünkü çok sevdiğim iki kelime var ” SANANE” ve ”BANANE”… Bazen iyilik olarak söylediğiniz cümleler, karşı tarafın çok hassas bir noktası olabilir ve dolayısıyla iyilik yaptığınızı düşünürken karşı tarafa zararınız dokunabilir. Bazı cümleler gerçekten çok sihirli. Eleştirirken, doğruyu göstermeye çalışırken karşı tarafın insan olduğunu ve duyguları olduğunu unutmayın olur mu?
Küçük bir anımı paylaşmak istiyorum.
Bundan birkaç sene önce bir arkadaşımın üzerinde kırmızı bir elbise gördüm ve ” bu kırmızı elbise sana çok yakışmış, bayıldım maşallah!” dedim. Bana verdiği cevap;” sen de zayıfla sen de giy” oldu. Bu cümlenin karşılığı bu olmamalıydı. Ben en kilolu dönemimde bile insanlara ego veya kompleks yapmadan güzel olduklarını, giydikleri kıyafetlerin yakıştığını vs rahatlıkla söylerdim. Çünkü kendime güveniyordum. Çünkü sağlam ve oturmuş bir karakterim vardı. Her beğenimin sonuna da Maşallah’ı eklerim.. Ki kem gözlü olmadığımı bilsinler. Kıskançlık, art niyet benim semtimden geçmezken insanların düşüncelerine hayretim şaşmıyor değil!!!
Neyse; bu cümle benim içime işledi ve fırından yeni çıkmış poğaçayı bi hamlede yutmuş gibi oturdu. Yıllarca da hazmedemedim. O elbisenin aynısını bulmama rağmen almadım, yakın bir modelini aldım ve bir gün seni giyeceğim deyip elbiseyi kaldırdım! Kilo verdiğimde de en çok o elbiseyi giyemeyecek olmama üzülüyordum. Çünkü elbise askılı ve benim kollarım sarkmıştı. Evet kilo vermiş, tam elbisenin bedeni 38 beden olmuştum ama yine giyemiyordum!
İşte bana gerçekten hiç ağrın, acın olmadı mı diye soruyorsunuz ya bu duyguları yaşayan biri kesik acısını hissetmez. Şimdi yine giyemiyorum o elbiseyi çünkü bol geliyooooooooo :))))) Ama daha güzellerini giyiyorum hem de güzel güzel pozlar vermeyi ihmal etmiyorum.
Buna benzer birçok anım var… Sağ olsun insanların ağzı torba değil, büzülmüyor…
Her ne kadar insanların yorumlarından etkilenmem deseniz de bilinç altınıza işliyor ve bir noktada patlıyorsunuz.
Siz siz olun fiziğinizi çok fazla ertelemeyin. Çünkü mutluluk bedende başlar, ruhta devam eder!
Sevgiler,
Ceren S.
- #360bodylift
- #armlift
- #bacakgerme
- #beltlipectomy
- #bodylift
- #estetikinternational
- #kolgerme
- #liposuction
- #obezitecerrahisi
- #postbariatricsurgery
- #postbariatrik
- #rebirth
- #rebirthsurgery
- #thighlift
- #tupmide
- estetik international
- J plazma
- karın germe
- kilo verme sonrası estetik
- kilo verme sonrası estetik cerrahi
- kilo verme sonrası estetik obezite cerrahisi sonrası estetik obezite cerrahisi sonrası sarkma tüp mide ameliyatı sonrası estetik tüp mide ameliyatı sonrası sarkma
- obezite cerrahisi sonrası estetik
- obezite cerrahisi sonrası sarkma
- op.dr.bülent cihantimur
- Op.Dr.Selçuk Aytaç
- tüp mide
- tüp mide ameliyatı sonrası estetik
- tüp mide ameliyatı sonrası sarkma
- tüp mide sonrası sarkma
- yüze yağ transferi
Leave A Reply