Herkese Merhaba,
şimdi size adım adım ikinci operasyon sürecimden bahsedeceğim.
Bu fotoğrafta bin bir umutla bacaklarımdaki sarkık derilerden de kurtulacağım günün sevinciyle ameliyat dosyamı imzalıyordum..
Sonra sıra operasyon için test aşamasına geldi. Burada da çok mutluydum. Sonunda başladığım yolu bitirecek ve sürecimi başarıyla tamamlayacaktım…
Ve işte o an geldi. 22 Ekim 2019 Salı günü. Sabah kalktım ve Estetik International Quasar’ın yolunu tuttum. Önce fotoğraf çekimlerim yapıldı. Sonra röportaj ve video çekimleri derken Op.Dr. Selçuk Aytaç çizimlerimi gerçekleştirdi. Esas bacak operasyonu ve sırt germe planlanmıştı ve ilk operasyonumdan sonra oluşan revizyonlar vardı.
Çizim bittiğinde vücudum da çizilmedik bölgem kalmadı :))) Dünya haritası bir ben iki!! İçimde garip bir his ve bir burukluk geldi. Operasyon saati öğlene sarktı, açlık ve susuzluğun etkisiyle yorulduğumu düşündüm.
Bir önceki günkü coşkudan eser yoktu. Olumsuz bir şeyler hissediyordum ama bir yandan da bunu kimseye belli etmeden kendimi telkin etmeye çalıştım. Ameliyat önlüğüm giydirildi ve daha fazla dayanamadan bir anda anlamsızca ağlamaya başladım. Tam bir yıldır bacak da bacak hadi bitsin bacak da bitsin diyen sanki ben değildim ama bacaklarımdan kurtulamayacağım duygusunu atamıyordum üzerimden.
Yapılan sakinleştirici ile biraz rahatladım. Uyku moduna geçtim bile.
Ameliyathaneye girdiğimde epidural de takın dediğimi hatırlıyorum 🙂
İlk yaptırdığım post bariatri operasyonum karın germe, kol germe ve meme dikleştirme ameliyatımdan sonra sırtımdan epidural sayesinde verilen ilaçlar ağrıyı neredeyse hiç hissettirmemişti bana.
Derken 1-2-3 Ceren uyudu…
Ameliyathanede gözümü açtığımda makine sesleri ve ceren hanım gözünüzü açın haydi uyanın artık diye konuşan tiz sesli bir görevli sesi duyuyordum. Sesi duyuyorum ama gözlerimi asla açamıyorum. Tatlı bir uykudayım sanki ve asla uyanmak istemiyorum.
En sonunda tiz sese dayanamayıp kendimi zorladım gözümü açtım. Gözümü açmamla beraber zangoç gibi titremeye başladım. Allah’ım karda çıplak yatmış gibiyim. Donuyorum!!! Odaya alındığımda elli tane yorgan ve yatağa özel gelen ısıtıcı bile saatlerce ısıtamadı.
Ameliyattan paketlenmiş bir şekilde çıktım ve neredeyse ağrı acı o an için hiç hissetmedim. O gün arkadaşım benimle kalacaktı. Gecenin bir yarısı gözümü açıp bacaklarıma dokunduğumu ve iç bacağımdaki yumuşaklığı hissettiğimi hatırlıyorum.
Zor bela Aysun benim bacaklarım hala kalın ve yumuşak; neden? diyebildim. Tuhaf bakışından bir terslik olduğunu algıladım ama o kadar gücüm yok ki o kadar yorgunum ve bitkinim ki kafamdaki deli soruları cevaplandıramıyorum.
Gecenin bir yarısı zor bela iki yudum su iki kaşık çorba içebildim.
Ertesi gün oldu. Ben yine gözlerimi açamıyorum. Gelen, giden, ailem, arkadaşlarım.. Ama hiç kimseyi istemiyorum!! Ayıp olmasın diye de bir şey diyemiyorum. Tek istediğim yalnız kalıp uyumak o kadar.. İçimdeki ağlamalı duygu o anda üstümdeydi. Sorulara cevap verecek halim bile yok, içimden yalvarırım beni konuşturmayın diyorum. Dıştan söyleme gücüm yok.
Gelen giden bir de beni suçlarcasına sen neyle besleniyodun, bitki çayı mı içiyodun, yemek yemiyomuydun gibi anlamsızca sorular sorup duruyodu. Ya anlamadığım gibi içimden salak mı bunlar diyip durdum. Kedi can derdinde kasap et.. imdaaat modum devam anlayacağınız.
Sonra Selçuk hoca geldi ve sır perdesi çözüldü. Ameliyatta kanım sulanmış, kan kaybetmişim ve sulanan kan durmamış. Beslenmeme bağladılar. Bu yüzden ameliyat çok uzun sürmüş bacaklarım yapılamamış! Revizyonlar ve sırt germe tamamlanmış. Karın germe 360 karın germeye çevrilmiş.
İnanmadım ki, ayakta can havliyle çıkarıp korseyi bacaklarıma baktım.
Hakikaten doğruymuş! O an tepemden sıcak bir su boşaldı sanki. Yandım Allah oldum. Midem bulandı ve öğürmeye başladım. Oda kalabalık, herkes aynı anda konuşuyor ve idrak edemiyorum. O dudaklar karşımda büyüyüp üstüme geldi. Kusarsam diye önüme garip bir şey tutan hemşireyi ittiğimi hatırlıyorum! Sonrası yok! Gözümü açtığımda oksijen maskesi vardı ağzımda. Kısa bir baygınlık geçirmişim.
Ben ilk seans da ameliyat olmamış. Esas şimdi oldum dedim.
İlkinde ikinci gün oda da parti vermediğim kalmıştı.
Aksilik bir kere başladı ya yattığım sürece de devam etti. İki gün gözümü açamadım. Hiçbir sese tahammülüm yoktu. İnsan görmek istemiyordum. Üçüncü gün biraz daha rahatladım.
Epidural ilacı mesaneyi uyuşturdu. İdrar yapmakta inanılmaz zorlandım. Bir tır dolusu su içmişimdir!
İlk iki gün gelenleri hayal meyal hatırlıyorum. Üçüncü gün daha rahat olduğumdan keyfim daha da yerindeydi.
3 gün sonunda taburcu oldum ve evime kavuştum…
Sağlık güzel olmaktan da güzel fizikten de çok ama çok önemli. Hayatta önce sağlık. Maalesef bunu yaşamadan anlamıyoruz.
Özellikle zayıflama cerrahisi geçirdiyseniz, beslenmenize çok dikkat ederek vücut germe operasyonlarını tercih edin.
Şuan proteinsiz öğünüm geçmiyor.
Ev sürecini ve iyileşme sürecimi bir sonraki yazımda anlatacağım.
Sevgiler,
Leave A Reply