Herkese Merhaba,
Malumunuz Dünyaca büyük bir savaş halindeyiz ve düşman hepimizi fiziksel ve psikolojik olarak etkisi altına almış durumda. Düşmandan kaçmak için de bir çoğumuz kendimizi eve kapadık.
Sosyal medya paylaşımlarından gördüğüm kadarıyla herkes Emine Beder misali…Dünyaca OBEZZZZZ olma yolunda hızla İLERLİYORUZ!!!
Dünya ikiye ayrılmış durumda. Bir taraf kendini sadece spora adamış. Karantina döneminde sadece spor yapıyor, bir taraf da mutfaktan çıkmıyor. Ülkelerde dışarı çıkma yasağı olduğu gibi mutfağa giriş yasağını acilen gündeme almalıyız!!! Yoksa herkes zayıflama cerrahisi hasta adayı olacak benden söylemesi!
Boş boş konuşma sen ne yapıyorsun diyenler için; sütten ağzı yanan yoğurdu üfleyerek yer demek istiyorum. Ben yoğurdu mümkün olduğunca üfleyerek yemeye çalışıyorum. Evet atıştırmalarım normale göre birazcık arttık ama çok şükür vicdan azabı derecesinde abartmıyorum bilakis beslenme düzenim oturdu. Çalışırken günde bir öğün beslendiğim zamanlar vardı, kahve ve çay tüketimim aşırıydı!!! Karantina döneminde ise kahve günde 1 fincana, kendi hazırladığım latte 1 fincana, çay 1 küçük çay bardağına düştü.
Karantina öncesi: Çay gün içinde ofis ortamında alabildiğince
Türk Kahvesi: Min 5 fincan
Diğer Kahveler: Min 4 fincan
Karantina döneminde kahvaltısız günüm geçmiyor, canım annemin mis yemeklerinden yiyorum, dışarıdan yemek zorunda kaldığım tüm gıdalar yok artık. Yağlı ve içinde ne olduğu belirsiz malzemelerden yapılmış gıdalar yok artık. En önemlisi acıkmadıkça yemek yemiyorum.
Bu süreçte neler yemiyorum?
Hiç börek yemedim mesela, hiç krep yemedim, pişi yemedim, baklava, pasta, poğaça ve aklınıza gelen evlerde yaptığınız gün gıdalarından ağzıma sokmadım. Kısaca hamur işlerinden uzak duruyorum! Durmak zorundayım! 50 kilo verip aldığımda millet bana SALAKSIN dedi! Salak olmadığım için aldırış etmedim.
Sonra tüp mideyle 70 kilo verdim ve bir dizi estetik, vücut germe operasyonu geçirdim. Eğer bunun üzerine bu salak virüs yüzünden kilo alırsam işte o zaman SALAK olurum. Duygusal yeme bozukluğum esnasında hayatımdaki virüsler beni 130 kilo yapmıştı zaten, bir virüsün daha beni temelden sarsmasına izin veremem.
Gün içindeki fiziksel aktivitelerim; Oturduğum sitenin parkı boşsa açık havada birkaç tur atıyorum.
Asansör asla kullanmıyorum. Oturduğum binanın merdivenlerinde egzersiz yapıyorum.
Sevgili arkadaşım Ebru Karaduman’ın youtube videolarından esneme hareketleri ve pilates yapıyorum.
Sizlerde eşlik etmek isterseniz diye link bırakıyorum;
Elimden geldiğince evde de hareket halinde olmaya çalışıyorum. Temizlik yapmak bana hem fiziksel hemde ruhen iyi geliyor.
Bağışıklık sistemim için her gün mutlaka kefir tüketiyorum ve suyu elimden geldiğince çok içmeye çalışıyorum.
Kısaca ben bu dönemi kendim adına iyi değerlendirmeye çalışıyorum. Karantina dönemi hedefim kilo almamak, sıkılaşmak. Bu günler geçecek ve her şey bittiğinde pişmanlık yaşamamak için dikkat edelim.
Önümüzdeki günlerde kendi yaptığım sağlıklı yiyecek tarifleri de vereceğim.
Bu arada; en son post bariatric operasyonumun üzerinden 6 ay geçti. İlk defa altıncı ayda dikişlerde kaşınmalar oldu. Bu mevsimsel alerjiden de kaynaklı olabilir, cilt kuruluğundan da.
Vücut yapımdan ötürü vücudum izleri muhteşem bir şekilde görünmeze doğru kaybetmeye başladı. Kaşımaktan ötürü paylaşacağım bir görüntü yok. Her gün vücut yağları ve nemlendirici kremler sürüyorum kuru kalmaması için.
Bu görüntü düzeldiğinde son halini paylaşacağım.
Sevgiler,
Leave A Reply